6/EN'ÂM-102: Rabbiniz, işte bu Allah’tır. O’ndan başka ilâh yoktur. Herşeyi yaratandır. Artık O’na kul olun! Ve O, herşeye vekildir.
6/EN'ÂM-103: Görme hassaları onu idrak edemez. Ve O, görme hassalarını idrak eder. Ve O, lâtiftir, herşeyden haberdardır.
6/EN'ÂM-104: Rabbinizden size basiretler (kalp gözlerinize görme yeteneği) gelmiştir. Artık kim bu basiretle (kalp gözüyle) görürse onun lehinedir (kendi nefsi içindir). Kimin de kalp gözü kör kalırsa, o taktirde onun aleyhinedir. Ve ben, sizin üzerinize muhafız değilim.
6/EN'ÂM-105: Ve işte böyle âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz. Ve “Sen ders (bu ilmi) almışsın.” desinler diye ve onu, bilen bir kavme beyan etmemiz için.
6/EN'ÂM-106: Rabbinden sana vahyolunana tâbî ol. O’ndan başka ilâh yoktur. Ve müşriklerden yüz çevir.
6/EN'ÂM-107: Şâyet Allah dileseydi, şirk koşmazlardı. Seni onların üzerine muhafız yapmadık. Sen, onlara vekil de değilsin.
6/EN'ÂM-108: Allah’tan başkasına dua edenlere sövmeyin, aksi halde ilimleri olmadan, haddi aşarak Allah’a söverler. İşte böyle bütün ümmetlere amellerini süsledik. Sonra dönüşleri Rab’lerinedir. O zaman, yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek.
6/EN'ÂM-109: Ve eğer onlara bir âyet (mucize) gelirse, ona mutlaka inanacaklarına dair, Allah’a en kuvvetli yeminleri ile yemin ettiler. “Muhakkak ki; âyetler (mucizeler) ancak Allah’ın katındadır (İndi İlâhi’dedir)” de. Ve (âyet) geldiği zaman onların inanmayacaklarının siz farkında değilsiniz.
6/EN'ÂM-110: Ve onların fuad hassalarını (nefsin kalbinin idrak hassalarını) ve basiretlerini (nefsin kalp gözünün görme hassalarını) evvelce O’na inanmadıkları (mü’min olmadıkları) ilk zamanki hallerine çeviririz. Onları, azgınlıkları içinde şaşkın bırakırız.