4/NİSÂ-60: Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandığını zanneden kimseleri görmedin mi? Onu (şeytanı) inkâr etmekle emrolundukları halde tagutun önünde muhakeme olunmayı istiyorlar. Ve şeytan, onları uzak bir dalâletle saptırmak (dalâlete düşürmek) istiyor.
4/NİSÂ-61: Ve onlara: "Allah'ın indirdiğine (Kur'ân'a) ve Resûl'e gelin." denildiği zaman, münafıkların senden yüz çevirerek ayrıldıklarını görürsün.
4/NİSÂ-62: Bundan sonra onlara, elleriyle işlediklerinden dolayı bir musîbet geldiği zaman halleri nasıl olur. Sonra sana gelince; "Biz sadece iyilik etmek ve aralarını birleştirmek istedik." diye Allah'a yemin ederler.
4/NİSÂ-63: İşte onlar, Allah'ın kalplerinde olanı bildiği kişilerdir. Artık onlardan yüz çevir, onlara vaaz et (nasihat et) ve onlara kendileri hakkında belagatli (güzel) söz söyle.
4/NİSÂ-64: Ve Biz, (hiç) bir resûlü, Allah’ın izniyle kendilerine itaat edilmesinden başka birşey için göndermedik. Ve onlar nefslerine zulmettikleri zaman, eğer sana gelselerdi, böylece Allah’tan mağfiret dileselerdi ve Resûl de onlar için mağfiret dileseydi, mutlaka Allah’ı, (iki tarafın da) tövbelerini (onların tövbesini ve Resûl’ün mağfiret talebini) kabul eden ve rahmet edici olarak bulurlardı.
4/NİSÂ-65: Artık hayır, Rabbine andolsun ki, aralarında çekiştikleri şey hakkında, seni hakem tayin edip, sonra da senin verdiğin hükümden dolayı “içlerinde bir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça” îmân etmiş olmazlar.