95/TÎN-3: Ve bu emin beldeye (Mekke Şehri’ne) (andolsun).
95/TÎN-4: Andolsun ki Biz, insanı (nefsini), ahseni takvim içinde (nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yaparak en güzele ulaşabilecek özellikte) yarattık.
95/TÎN-5: Sonra onu, esfeli safiline (en sefil hale, nefsinin karanlıklarına) iade ettik (çevirdik).
95/TÎN-6: Âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler) ve amilüssalihat (nefsi tezkiye edici amel) işleyenler hariç.İşte onlar için kesintisiz ecir (mükâfat) vardır.
95/TÎN-7: (Ey insan!) Öyleyse bundan sonra sana dîni tekzip ettiren (yalanlatan) nedir?
95/TÎN-8: Allah, hakimlerin en güzel hüküm vereni değil mi?
96/ALAK-2: İnsanı bir alaktan (embriyodan) yarattı.
96/ALAK-3: Oku ve senin Rabbin, sonsuz kerem sahibidir.
96/ALAK-6: Hayır, muhakkak ki insan gerçekten azgınlık yapar.
96/ALAK-7: Kendini müstağni görmesi (Allah’a ve hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını sanması) sebebiyle.
96/ALAK-11: Sen gördün mü? Eğer o (kul), hidayet üzere ise.
96/ALAK-13: Sen gördün mü, eğer yalanladı ve yüz çevirdi ise?
96/ALAK-15: Hayır, eğer o gerçekten vazgeçmezse, mutlaka Biz, onu perçeminden (alnından) yakalarız (sürükleriz).
96/ALAK-17: Haydi, meclisini (yardımcılarını) çağırsın.
96/ALAK-19: Hayır! Ona itaat etme ve secde et ve (Allah’a) yakın ol!