3/ÂLİ İMRÂN-53: Rabbimiz, Senin indirdiğin şeye inandık ve Resûl’e tâbî olduk, artık bizi şahitlerle beraber yaz.
3/ÂLİ İMRÂN-54: Ve onlar hile yaptılar, Allah da (onlara) hile yaptı. Ve Allah, (hileye karşı) hile yapanların en hayırlısıdır.
3/ÂLİ İMRÂN-55: Allah, şöyle buyurmuştu: “Ey Îsâ! Muhakkak ki seni vefat ettirecek olan ve seni Kendime (katıma) yükseltecek olan ve kâfirlerden temizleyecek olan Benim. Sana tâbî olanları kıyâmet gününe kadar, kâfirlerden üstün kılacak olan Benim. Sonra sizin merciiniz Benim (dönüşünüz Bana’dır). O zaman sizin ihtilâf etmiş olduğunuz şeyler hakkında aranızda hüküm vereceğim.”
3/ÂLİ İMRÂN-56: Fakat inkâr edenlere ise, o taktirde dünyada ve ahirette şiddetli azapla azap edeceğim. Ve onların bir yardımcısı yoktur.
3/ÂLİ İMRÂN-57: Lakin, âmenû olan (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyen) ve amilus sâlihat (nefsi tezkiye edici amel) yapanlara ise ecirleri (mükafaatları) ödenir. Ve Allah, zâlimleri sevmez.
3/ÂLİ İMRÂN-58: Bu sana tilavet ettiklerimiz (anlattıklarımız), âyetlerden ve Hakîm olan (hüküm ve hikmet içeren) Zikir’dendir.
3/ÂLİ İMRÂN-59: Muhakkak ki Allah’ın indinde (nezdinde) Hz. Îsâ’nın durumu, Hz. Âdem'in durumu (yaratılışı) gibidir. Onu topraktan yarattı. Sonra ona “ol” dedi (ve o oldu).
3/ÂLİ İMRÂN-61: Artık kim sana gelen ilimden sonra, onun hakkında seninle tartışırsa o zaman de ki: “Gelin, sizler ve bizler de dahil olmak üzere oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım (bir araya toplanalım). Sonra dua edelim, böylece Allah’ın lânetini yalancıların üzerine kılalım.”