3/ÂLİ İMRÂN-16: Onlar (takva sahipleri): “Rabbimiz, biz hiç şüphesiz mü’min olduk (îmân ettik), artık bizim günahlarımızı (sevaba çevirerek) bize mağfiret et ve bizi ateş azabından koru.” derler.
3/ÂLİ İMRÂN-17: (Onlar), sabredenler, sâdıklar (ahdlerine vefa edenler), kânitîn olanlar (Allah’ın huzurunda saygı ile duranlar), infâk edenler (Allah için verenler) ve seherlerde mağfiret dileyenlerdir.
3/ÂLİ İMRÂN-18: Allah, şehâdet (şahitlik) etti: Muhakkak ki O'ndan başka ilâh yoktur. Melekler ve ilim sahipleri de adaletle kâim oldular (şahit oldular) ki, O'ndan başka ilâh yoktur, (O) Azîz'dir, Hakîm'dir.
3/ÂLİ İMRÂN-19: Muhakkak ki Allah'ın indinde dîn, İslâm'dır (teslim dînidir). Kendilerine kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki hased sebebiyle ihtilâfa düştüler. Ve kim Allah'ın âyetlerini örterse (inkâr ederse), o taktirde, muhakkak ki Allah, hesabı çabuk görendir.
3/ÂLİ İMRÂN-20: Bundan sonra eğer seninle tartışırlarsa o zaman onlara de ki: “Ben ve bana tâbi olanlar vechimizi (fizik vücudumuzu) Allah'a teslim ettik.” O kitab verilenlere ve ümmîlere: “Siz de vechinizi (fizik vücudunuzu) (Allah'a) teslim ettiniz mi?” de. Eğer teslim ettilerse, o taktirde, hidayete ermişlerdir. Ve eğer yüz çevirirlerse, o zaman sana düşen sadece tebliğdir. Ve Allah, kullarını en iyi görendir.
3/ÂLİ İMRÂN-21: Muhakkak ki, Allah'ın âyetlerini inkâr edenleri, peygamberleri haksız yere öldürenleri, insanlardan adalet ile emredenleri öldürenleri artık "elîm azap" ile müjdele.
3/ÂLİ İMRÂN-22: İşte onların amelleri dünyada ve âhirette hebâ olmuştur. Ve onlar için bir yardımcı yoktur.