44/DUHÂN-40: Muhakkak ki fasıl günü, onların hepsinin belirlenmiş vaktidir.
44/DUHÂN-41: O gün, dosttan dosta (hiç)bir şey fayda vermez. Ve onlara yardım olunmaz.
44/DUHÂN-42: Ancak Allah’ın rahmet (Rahîm esmasıyla tecelli) ettiği kimse hariç. Muhakkak ki O, Azîz’dir, Rahîm’dir.
44/DUHÂN-47: Onu tutun (yakalayın)! Hemen cehennemin ortasına sürükleyin.
44/DUHÂN-48: Sonra başının üstüne azap olarak kaynar su dökün.
44/DUHÂN-49: (Azabı) tat! (Hani) sen, gerçekten azîzdin ve kerimdin (kendini öyle zannediyordun).
44/DUHÂN-50: Muhakkak ki bu azap, sizin şüphe ettiğiniz şeydir.
44/DUHÂN-51: Muhakkak ki takva sahipleri, mutlaka emin makamlardadır.
44/DUHÂN-53: Karşılıklı ipekten ve atlastan giysiler giyerler.
44/DUHÂN-54: İşte, böyle. Ve onları, iri gözlü huriler ile evlendiririz.
44/DUHÂN-55: Orada emniyet içinde her çeşit meyveden isterler.
44/DUHÂN-56: Orada ilk ölümden başka ölüm tatmazlar. Ve (Allah, böylece) onları cehennem azabından korumuştur.
44/DUHÂN-57: Senin Rabbinden fazl (lütuf) olarak işte bu, (en büyük kurtuluş) fevz-ül azîmdir.
44/DUHÂN-58: İşte böylece O’nu (Kur’ân-ı Kerim’i), senin lisanın ile kolaylaştırdık. Umulur ki onlar tezekkür ederler.
44/DUHÂN-59: Artık gözle (bekle)! Muhakkak ki onlar da (bekleyenler) gözleyenlerdir.