44/DUHÂN-19: Allah’a karşı ululuk (büyüklük) taslamayın! Çünkü ben, size apaçık bir sultan (delil) ile geliyorum.
44/DUHÂN-20: Ve muhakkak ki ben, beni taşlamanızdan, sizin de Rabbiniz olan Rabbime sığındım.
44/DUHÂN-21: Eğer bana inanmıyorsanız artık benden uzaklaşın.
44/DUHÂN-22: Bunun üzerine: “Bunlar günahkâr bir kavimdir.” diye, Rabbine dua etti.
44/DUHÂN-23: Hemen gece yürüyüşü yapmak üzere kullarımla (beraber) yola çık! Muhakkak ki siz takip edileceksiniz.
44/DUHÂN-24: Ve denizi açık olarak bırak! Muhakkak ki onlar, boğulacak olan bir ordudur.
44/DUHÂN-25: Bahçelerden ve pınarlardan nicelerini terkettiler.
44/DUHÂN-27: Ve orada zevk içinde yaşadıkları ni’metler (terkettiler).
44/DUHÂN-28: İşte, böyle. Ve sonraki kavmi onlara varis kıldık.
44/DUHÂN-29: Onlara yer ve gök ağlamadı. Ve onlara mühlet verilmedi.
44/DUHÂN-30: Ve andolsun ki Biz, İsrailoğullarını (firavunun) zelil azab(ın)dan kurtardık.
44/DUHÂN-31: O firavun ki, şüphesiz o, haddi aşanlardan ve büyüklük taslayanlardandı.
44/DUHÂN-32: Ve andolsun ki Biz, onları (İsrailoğullarını) ilim üzerine âlemlere seçtik (üstün kıldık).
44/DUHÂN-33: Ve onlara, içinde apaçık imtihan olan âyetlerden (mucizelerden) verdik.
44/DUHÂN-35: (Bizim ölümümüz) sadece ilk ölümümüzdür. Ve biz, neşrolunacak (tekrar diriltilecek) değiliz.
44/DUHÂN-36: Siz doğru söyleyenlerseniz, o halde babalarımızı (geri) getirin.
44/DUHÂN-37: Onlar mı yoksa Tubba’nın kavmi ve onlardan öncekiler mi daha hayırlı? Biz onları helâk ettik. Çünkü onlar mücrimlerdi.
44/DUHÂN-38: Ve gökleri ve yeri ve ikisi arasındakileri, oyun olsun diye yaratmadık.
44/DUHÂN-39: İkisini de haktan başka bir şey ile yaratmadık (ikisini de hak ile yarattık). Ve lâkin onların çoğu bilmezler.