37/SÂFFÂT-27: Ve karşılıklı yönelip birbirlerine (hesap) sorarlar.
37/SÂFFÂT-28: "Gerçekten siz bize, sağ taraftan (Allah taraftarıymış gibi) geliyordunuz." dediler (derler).
37/SÂFFÂT-29: "Hayır, siz mü’min olmamıştınız (Allah’a ulaşmayı dilememiştiniz)." dediler (derler).
37/SÂFFÂT-30: Ve bizim, sizin üzerinizde bir sultanlığımız, hükümranlığımız olmadı (yoktu). Hayır siz azgın bir kavim olmuştunuz.
37/SÂFFÂT-31: Artık Rabbimizin (azap) sözü üzerimize hak oldu. Muhakkak ki biz, onu (azabı) mutlaka tadacak olanlarız.
37/SÂFFÂT-32: Evet, sizi biz azdırdık. Gerçekten biz azgınlar olmuştuk.
37/SÂFFÂT-33: İşte muhakkak ki onlar, izin günü azapta ortak olanlardır.
37/SÂFFÂT-34: Gerçekten Biz, mücrimlere (suçlulara) işte böyle yaparız.
37/SÂFFÂT-35: Onlara: "Allah’tan başka İlâh yoktur." denildiği zaman, onlar mutlaka kibirleniyorlardı.
37/SÂFFÂT-36: Ve onlar: "Mecnun (deli) bir şair için, gerçekten biz, ilâhlarımızı terkedenler mi olacağız?" diyorlar(dı).
37/SÂFFÂT-37: Hayır, o hakkı getirdi. Ve mürselleri (gönderilmiş olan resûlleri) tasdik etti.
37/SÂFFÂT-38: Muhakkak ki siz, elîm azabı mutlaka tadacak olanlarsınız.
37/SÂFFÂT-39: Ve yapmış olduklarınızdan başka bir şeyle cezalandırılmazsınız.
37/SÂFFÂT-41: İşte onlar; onlar için malûm (bilinen) bir rızık vardır.
37/SÂFFÂT-45: Onların etrafında akan sudan (doldurulmuş) kadehler dolaştırılır.
37/SÂFFÂT-47: Onun içinde aklı gideren bir şey yoktur. Ve onlar, ondan (o maiden) sarhoş olmazlar.
37/SÂFFÂT-48: Ve onların yanında, bakışlarını saklayan (sadece onlara çeviren) güzel gözlü kadınlar vardır.
37/SÂFFÂT-49: Onlar muhafaza edilmiş (el değmemiş) yumurta gibidir.
37/SÂFFÂT-50: Bundan sonra, karşılıklı yönelip birbirlerine sorarlar.
37/SÂFFÂT-51: Onlardan konuşan birisi: "Gerçekten benim bir yakınım vardı." dedi (der).