36/YÂSÎN-55: Muhakkak ki cennet ehli, o gün zevkli bir meşguliyet içinde olanlardır.
36/YÂSÎN-56: Onlar ve eşleri, gölgeliklerde tahtlar üzerinde yaslanmış olanlardır.
36/YÂSÎN-57: Orada onlar için meyveler ve istedikleri (her)şey vardır.
36/YÂSÎN-59: Ve ey mücrimler (suçlular)! Bugün ayrılın (bir kenara çekilin).
36/YÂSÎN-60: Ey Âdemoğulları! Ben, sizlerden şeytana kul olmayacağınıza dair ahd almadım mı? Muhakkak ki o (şeytan), size apaçık bir düşmandır.
36/YÂSÎN-61: Ve Ben, sizden Bana kul olmanıza (dair ahd almadım mı?) Bu da Sıratı Mustakîm (üzerinde bulunmak)tır.
36/YÂSÎN-62: Ve andolsun ki sizden birçoklarını dalâlette bıraktı. Hâlâ akıl etmez misiniz?
36/YÂSÎN-64: İnkâr etmeniz sebebiyle bugün ona (cehenneme) yaslanın (girin).
36/YÂSÎN-65: Bugün onların ağızlarını mühürleriz. Kazanmış olduklarını (yaptıklarını) Bize, onların elleri anlatır, ayakları şahitlik eder.
36/YÂSÎN-66: Ve eğer dileseydik, elbette gözlerini mahvederdik (kör ederdik). O zaman yolda (sağa sola) koşuştururlardı. Bundan sonra nasıl görürler?
36/YÂSÎN-67: Ve eğer dileseydik, elbette onları mekânlarında (bulundukları yerde) değiştirirdik. O zaman ileri gitmeye ve geri dönmeye güçleri yetmezdi.
36/YÂSÎN-68: Ve kimin ömrünü uzatırsak, onun yaratılışını tersine çeviririz (kuvvetini gideririz). Hâlâ akıl etmezler mi?
36/YÂSÎN-69: Ve Biz, O’na (Peygamber’e) şiir öğretmedik. Ve (bu), O’na yakışmaz. O (O’na indirilen), sadece zikir ve apaçık Kur’ân’dır.
36/YÂSÎN-70: (Kur’ân’ın indirilmesi), hayy olanları inzar etmek (uyarmak) ve (azap) sözünün kâfirlerin üzerine hak olması içindir.