21/ENBİYÂ-91: Ve o (Hz. Meryem), ırzını korudu. O zaman Biz, ruhumuzdan onun içine üfledik. Onu ve oğlunu, âlemlere âyet (ibret) kıldık.
21/ENBİYÂ-92: Muhakkak ki bu sizin ümmetiniz (topluluğunuz, dîniniz), tek bir ümmettir (dîndir). Ve Ben, sizin Rabbinizim. Öyleyse Bana kul olun!
21/ENBİYÂ-93: Ve emirlerini (uygulamalarını), kendi aralarında böldüler (fırkalara ayrıldılar). Hepsi Bize dönecek olanlardır.
21/ENBİYÂ-94: O halde kim mü’min olarak salihat (nefs tezkiyesi) yaparsa, bundan sonra onun gayretleri (kazandığı dereceler) örtülmez (eksilmez, yok olmaz). Ve muhakkak ki Biz, onu yazanlarız.
21/ENBİYÂ-95: Ve helâk ettiğimiz bir kasaba halkının, oraya dönmesi (yeniden hayata getirilmesi) haramdır (imkânsızdır).
21/ENBİYÂ-96: Nihayet yecüc ve mecüc, (sedleri) açıldığı zaman tepelerin hepsinden saldırırlar.
21/ENBİYÂ-97: Ve hak vaad yaklaştı. İşte o zaman kâfir olanların gözleri (korku ile) büyür. (Derler ki): “Bize yazıklar olsun. Biz bundan gaflet içindeydik. Meğer biz zalimler olmuşuz (kendimize zulmetmişiz).”
21/ENBİYÂ-98: Muhakkak ki siz ve sizin Allah’tan başka taptıklarınız, cehennem yakıtısınız (odunusunuz). Siz, ona girecek olanlarsınız.
21/ENBİYÂ-99: Eğer onlar gerçekten ilâhlar olsaydılar, oraya (cehenneme) girmeyeceklerdi. Ve hepsi orada ebediyyen kalacak olanlardır.
21/ENBİYÂ-100: Onlar, orada (ızdırap ile) inlerler. Ve onlar, orada (bir şey) işitmezler.
21/ENBİYÂ-101: Muhakkak ki Bizden kendilerine hüsna (güzellikler) ulaşanlar (yazılanlar), işte onlar, ondan (cehennemden) uzaklaştırılanlardır.