20/TÂHÂ-52: “Onun ilmi, Rabbimin yanında bir kitap (Ümmülkitap)’tadır. Benim Rabbim yanlış yapmaz ve unutmaz.” dedi.
20/TÂHÂ-53: Yeryüzünü size döşek (beşik) yapan, orada sizin için yollar açan ve semadan su indiren O’dur. Sonra da onunla, farklı farklı bitkilerden çiftler çıkardık.
20/TÂHÂ-54: Yeyin ve hayvanlarınızı otlatın! Muhakkak ki bunda, akıl sahipleri için elbette âyetler (deliller) vardır.
20/TÂHÂ-55: Sizi, ondan yarattık. Ve sizi, oraya (geri) döndüreceğiz. Ve sizi, oradan bir kere daha çıkaracağız.
20/TÂHÂ-56: Ve andolsun ki; âyetlerimizin (mucizelerimizin) hepsini, ona gösterdik. Buna rağmen yalanladı ve (yalanında) direndi.
20/TÂHÂ-57: “Sen bizi, sihrin ile yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin ya Musa?” dedi.
20/TÂHÂ-58: Öyleyse biz de sana mutlaka onun gibi bir sihir getireceğiz. Şimdi (sen), seninle bizim aramızda bir zaman (buluşma zamanı) (ve) bizim ve senin, ihtilâf etmeyeceğimiz uygun bir yer tayin et (seç).
20/TÂHÂ-59: (Musa A.S): “Sizin (bizimle) buluşma zamanınız, ziynet (bayram) günü ve insanların toplandığı, duhan (kuşluk) vakti olsun.” dedi.
20/TÂHÂ-60: Böylece firavun döndü (gitti). Arkasından hilelerini topladıktan sonra geldi.
20/TÂHÂ-61: Musa (A.S) onlara şöyle dedi: “Size yazıklar olsun! Allah’a yalanla iftira etmeyin yoksa sizi azapla yok eder ve (O’na) iftira eden(ler) heba olmuştur.”
20/TÂHÂ-62: Böylece işlerini (hilelerini), kendi aralarında görüştüler (tartıştılar) ve gizlice konuştular.
20/TÂHÂ-63: “Bu ikisi gerçekten iki sihirbazdır. Sihirleri ile sizi yurdunuzdan çıkarmak ve üstün olan tarikatınızı (yolunuzu, dîninizi), yok etmek istiyorlar.” dediler.
20/TÂHÂ-64: (Firavun şöyle dedi): “Artık hilelerinizi (sihirlerinizi) toplayın. Sonra saf saf (sırayla) gelin. Ve o gün üstün gelen, felâha (kurtuluşa, zafere) ulaşmış olur.”