16/NAHL-94: Yeminlerinizi aranızda hile (konusu) edinmeyin (kılmayın). Öyle yaptığınız taktirde, yere sağlam bastıktan (hidayete erdikten) sonra ayak kayar (dalâlete düşersiniz). Ve kötülüğü (kişinin yoldan çıktıktan sonra yaşayacağı huzursuzlukları) tadarsınız. Allah’ın yolundan yüz çevirdiğinizden dolayı sizin için büyük azap vardır.
16/NAHL-95: Ve Allah’ın ahdini, az bir bedelle satmayın. Oysa o (ahd), Allah’ın indinde (katında) sizin için daha hayırlıdır,
bilseniz (bilmiş olsaydınız).
16/NAHL-96: Sizin yanınızda olan şeyler biter. Allah’ın indinde (katında) olan şeyler bakidir (tükenmez). Ve sabredenleri, yapmış oldukları amellerin ecirlerini (bedellerini), mutlaka daha güzeli ile mükâfatlandıracağız (karşılığını vereceğiz).
16/NAHL-97: Mü’min olan kadın ve erkekten kim salih (nefsini tezkiye ve tasfiye edici) amel işlerse, o taktirde ona mutlaka tayyib (temiz, helâl) bir hayat yaşatırız. Ve onları, mutlaka yapmış oldukları amellerin ecirlerinden (bedellerinden), daha ahseni (güzeli) ile mükâfatlandıracağız.
16/NAHL-98: Öyleyse Kur’ân-ı Kerim’i okuduğun zaman recmedilmiş (taşlanmış) şeytandan hemen Allah’a sığın.
16/NAHL-99: Çünkü onun, âmenû olanlar ve Rab’lerine tevekkül edenler üzerinde bir sultanlığı (yaptırım gücü) yoktur.
16/NAHL-100: Onun (şeytanın) sultanlığı (yaptırım gücü) sadece ona (şeytana) yönelenlerin ve onunla (şeytanla), (Allah’a ulaşmayı dilemedikleri için) Allah’a şirk koşanların üzerindedir (onları etkiler).
16/NAHL-101: Biz, bir âyeti değiştirerek (onun) yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman: “Allah neyi indireceğini bildiğine göre sen sadece bir müfterisin (iftira edensin).” dediler. Hayır, onların çoğu bilmiyorlar.
16/NAHL-102: De ki: “O’nu (Kur’ân-ı Kerim’i), Rabbinden hak ile âmenû olanları sebat ettirmek için ve müslümanlara (teslim olanlara), hidayet ve müjde olarak Ruh’ûl Kudüs (Cebrail a.s) indirdi.”