16/NAHL-15: Ve sizinle sarsılır diye (sarsılmamanız için), yeryüzünde dağlar oluşturdu. Nehirler ve yollar (oluşturdu). Böylece yolunuzu bulursunuz (hidayete erersiniz).
16/NAHL-16: Ve alâmetler (işaretler) ve yıldızla (devrin imamıyla) onlar, yol bulurlar (hidayete ererler).
16/NAHL-17: Yaratan kimse, yaratmayan kimse gibi midir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?
16/NAHL-18: Ve şâyet, Allah’ın ni’metlerini adet adet (tane tane) sayarsanız, onu sayamazsınız. Muhakkak ki O, Gafur’dur (mağfiret edendir), Rahîm’dir (rahmet nurunu gönderendir).
16/NAHL-19: Ve Allah, gizlediklerinizi (sırlarınızı, sakladığınız şeyleri) ve açıkladığınız (alenî olan) şeyleri bilir.
16/NAHL-20: Allah’tan başkasına dua ettikleri şeyler, bir şey yaratamazlar. Onlar, kendileri yaratılmışlardır.
16/NAHL-21: Onlar ölüdürler, diri değildirler. Ve ne zaman beas olunacaklarının (diriltileceklerinin) bilincinde değillerdir.
16/NAHL-22: Sizin ilâhınız, bir tek ilâhtır. Hâlâ ahirete (ruhu ölmeden evvel Allah’a ulaştırmaya) inanmayan kimselerin kalpleri, inkâr edicidir ve onlar, kibirlenen kimselerdir.
16/NAHL-23: Onların gizledikleri ve açıkladıkları (alenî olan) şeyleri, Allah’ın bildiğine şüphe yok. Muhakkak ki O, kibirlenenleri sevmez.
16/NAHL-24: Ve onlara “Rabbiniz ne indirdi?” denildiği zaman: “Evvelkilerin masallarını.” dediler.
16/NAHL-25: Kıyâmet günü, onların kendi günahlarının tamamını yüklendikten başka, ilimleri olmaksızın dalâlette kalmasına sebep oldukları kimselerin günahlarından (da) yüklenmeleri için. Yüklendikleri şey ne kadar kötü, öyle değil mi?
16/NAHL-26: Onlardan öncekiler de hile yapmışlardı. Allah, onların binalarını temellerinden harap etti, yıktı. Böylece tavanları, üstlerinden üzerlerine çöktü. Onlara azap, farkında olmadıkları yerden geldi.