12/YÛSUF-87: Ey oğullarım, gidin ve Yusuf’u ve onun kardeşini iyice araştırın! Allah’ın vereceği ferahlıktan umut kesmeyin. Muhakkak ki; kâfirler (onu inkâr edenler) kavminden başkası, Allah’ın vereceği ferahlıktan umut kesmez.
12/YÛSUF-88: Bundan sonra onun huzuruna girince şöyle dediler: “Ey azîz! Bize ve ailemize şiddetli darlık dokundu ve biz az sermaye ile geldik. Artık bize ölçeği tam olarak ver ve bize tasadduk et (sadaka ver). Muhakkak ki; Allah sadaka verenlerin mükâfatını verir.”
12/YÛSUF-89: Yusuf (a.s): “Siz cahil iken Yusuf’a ve onun kardeşine yaptığınız şeyi bildiniz mi (hatırladınız mı)?” dedi.
12/YÛSUF-90: “Gerçekten sen misin? Mutlaka sen Yusuf’sun!” dediler. “Ben Yusuf’um ve bu benim kardeşim. Allah bizi ni'metlendirdi. Çünkü kim takva sahibi olur ve sabrederse, o taktirde muhakkak ki Allah muhsinlerin ecrini zayi etmez.”
12/YÛSUF-91: “Allah’a yemin olsun ki; Allah seni kesinlikle bize üstün kılmış. Ve biz, elbette (kasten günah işleyen) günahkârlar olduk.” dediler.
12/YÛSUF-92: “Bugün size kınama (suçlama) yoktur. Allah size mağfiret etsin. Ve O, Rahîm olanların en çok rahmet (merhamet) edenidir.” dedi.
12/YÛSUF-93: “Bu gömleğimi götürün, sonra da onu babamın yüzüne sürün. Görme hassası (geri) gelir. Ve ailenizin hepsini bana getirin.”
12/YÛSUF-94: Ve kafile (Mısır’dan) ayrıldığı zaman onların babası şöyle dedi: “Bana 'bunuyor' demezseniz, gerçekten ben Yusuf’un rayihasını (kokusunu, Yusuf’tan gelen rüzgârın esintisini) duyuyorum.”
12/YÛSUF-95: “Allah’a yemin olsun” dediler. “Gerçekten sen eski dalâletinin (eski üzüntünün verdiği sapmanın) içindesin.”